Our Beloved Summer Kore Dizisi Yorumu


Herkese merhaba,

Bugün son zamanlarda izlemekten aşırı keyif aldığım ve beni rahatlatan Our Beloved Summer dizisinden bahsedeceğim.

Öncelikle dizinin konusuna değinirsem;

Dizi, ayrılan bir çiftin karmaşık duygularını konu almaktadır. ‘Birlikteliğimiz berbattı, bir daha asla görüşmeyelim’ diyerek ayrılan bu çift, 10 yıl önce, sevgiliyken lisede çektikleri belgesel ile bir anda popüler olurlar. Bir kez daha zorla kamera karşısında bir araya gelmek zorunda kalırlar.


Dizinin artılarından bahsedecek olursam,

İzlerken yormuyor, çok fazla yan karakter yok. Yan karakterler de insanı sıkmıyor.

Dizinin çekimleri, açıları ve renkleri inanılmaz güzel. İzlerken bambaşka bir dünyaya adımlıyorsunuz sanki. Çok rahatlatıcı.

Oyuncular çok çok iyi. Duyguları sonuna kadar hissedebiliyorsunuz.

Hikayede çok fazla uzayıp sıkan yerler yok gayet akıcı ilerliyor her şey ve müzikleri çok fazla güzel.


Dizi bitti ama ben hala Christmas Tree'yi deli gibi dinlemeye devam ediyorum. Şarkı insana terapi etkisi veriyor resmen.

SPOILER

Öncelikle dizide ikilinin ilişkilerinin ilerleme şekli çok güzeldi. Yavaş ve gerçekten güzel ilerleyen bir ilişkiydi. Günümüzü gösterip ilişkilerinin öncesini flashbackler şeklinde anlatmaları da benim çok hoşuma gitti. Onları bugünkü insan yapan olayları izlemek ve şu anki karakterlerini bilerek değerlendirmek çok güzeldi.

Karakterlerin gelişimini,yaşadıklarını ve içlerinde hissettiklerini o kadar güzel anlattılar ki insan kendini onların yerine koyup karakterle empati yapabildi ve bu sayede ayrılma sebeplerini ve yaşadıklarını daha iyi anlayabildik diye düşünüyorum.

Dizide karakterler o kadar abartısız ve içtendi ki gerçekten izlerken onlarla beraber yaşamış gibi hissettirdi ve ben böyle hissettiren dizilere gerçekten bayılıyorum.

Choi Ung karakteri çok masum, çok düşünceli bir karakter. İlişkisinde gurur yapmayan gerçekten her şeyini vermeye çalışan bir karakter; ama ben günümüzdeki ilişkilerinde yani tekrar bir araya geldiklerinde karakterinin daha fazla oturduğunu düşünüyorum haliyle. Hem yaşanmışlık hem de tekrar bir araya geldiklerinde birbirlerini daha fazla anlamaya çalışmaları, kendi düşüncelerini hislerini apaçık şekilde söyleyebilmeleri, kendi hayatlarını öncelik yapmaları ve bu sayede sağlıklı bir ilişki yürütebileceklerinin farkında olmaları bunda çok etkili.

Önceden hırsı olmayan, sadece kafası rahat bir şekilde hayatını sürdürmek isteyen Ung'un son bölümlerde yaşadığı farkındalık çok iyiydi. Her şeyden bu kadar kolay vazgeçersen hayatından geriye ne kalır ki? Bunun hırs meselesi değil elindeki hayatını bir yere takılıp kalmadan gerçekten istediği şekilde yaşama meselesi olduğunu anlaması, gerçekten yapmak istediği şeyi bulup hayatını şekillendirmeye karar vermesi çok güzeldi. İşini sevmesi ve başarılı olması güzel ama henüz yeterince tatmine ulaşamamış gibiydi Ung ve son bölümlerde eleştirmenin söylediği de onda bu farkındalığı uyandırdı ve bence karakter gelişimi açısından çok iyi işlenmişti. Yeon-su'nun onunla gelmesini istedikten sonra aslında bunu yaparak kendi istediği seçimi yaptığı için onun da hayatını değiştirecek olması ve bunu fark ettikten sonra bunu olgunlukla karşılaması, ilişkilerinin yürümesi için içlerinden birinin bu şekilde bir fedakarlık yapmasına gerek olmadığını anlamaları çok güzeldi. Sonuç olarak Ung'un karakter gelişimini sevdim. Ung 'un yapımcı Ung' la olan arkadaşlığı da çok güzel işlenmişti. Ailesi ne kadar güzel yürekli ki iki çocuğa birden hem anne hem de baba oldular. Son bölümde Ung'un annesiyle olan konuşması da çok üzücüydü, ama babasıyla ilgili olan durumu uzatmamalarına sevindim kısa ve net bir şekilde bağlanması iyi oldu.

Yeon-su'ya gelirsek... Bence Yeon-su'nun da karakter gelişimi çok iyi anlatıldı. Çocukluğundan beri çok fazla zorluk çekmiş bir şekilde bunlarla mücadele edebilmek için kendine duvar ören Yeon-su'nun son bölümlerde hayatıyla barışması, aslında kendisinin de çok fazla yüklendiğini fark edip hayatındaki güzellikleri yanındaki insanları görmesi, bu hayatı yaşamak istiyorum demesi o kadar güzeldi ki Yeon-su gerçekten çok farklı ve olgun bir karakterdi bence. Ung'la olan ilişkilerinde de yaşadıklarından dolayı ondan ayrılması aslında anlaşılmaz görünebilir ama bence dizide karakterlerin hislerini öyle güzel anlattılar ki insan onların yerine kendini koyabiliyor bu açıdan dizinin boşluk bırakmadığını düşünüyorum.

Yeon-su'nun kariyer anlamında beklediği yerde olamaması hayatının gidişatını kontrol edememesi o kadar anlaşılır şeyler ki gerçekten dizi çok fazla gerçekçiydi bence.

Ung'la tekrar bir araya geldiklerinde kendini açıkça ifade etmesi, üzüntüsünü de sevgisini de dışarı vurması çok güzeldi.


Çiftin ilişkilerine ve güzelliklerine bayıldım ben. Son zamanlarda izlediğim en gerçek ilişkilerdendi diyebilirim.

Yapımcı Ung'a gelirsek... Gerçekten dizide her zaman uzaktan izleyen üçüncü kişi gibi olduğunu söyledikten sonra dizinin sonunda kamera karşısına geçmesi o kadar mutlu etti ki beni...

Her zaman içinde dolmayan bir boşlukla büyümüş, sevilmeyi yeterince bilmeyen biri olan Ung'un gerçekten dizi boyunca mutlu olmasını istedim hep. Bazen garip davransa da asla izlerken sinir olmadım ona. Dizide kötü karakter yoktu bence zaten. Ung'un en sonunda o kadar şeye rağmen annesini belgeselini çekmeyi kabul etmesi ve bunu birlikte yapmaları çok güzeldi. Ung'un yanında çalışan kızın da açıkça ondan hoşlandığını söylemesine bayıldıım keşke ikisini daha fazla izleme şansımız olsaydı.


Ung'un anne ve babası,NJ karakteri, Yeonsunun arkadaşı ve Ung'un menajeri herkes çok tatlıydı ve hepsinin verecek bir mesajı vardı bence yan karakterler sıkıcı değildi.

Sonuç olarak eğer samimi, içten ve gerçek bir dizi izlemek isterseniz hiç beklemeden başlayın derim. Çekimleri, etkisiyle insanı rahatlatan ve güzel hissettiren bir dizi ve ben gerçekten çok ama çok beğendim.

Şimdiden izleyecek olanlara iyi seyirler dileyip bu güzel şarkıyla yazımı bitiriyorum.

Kendinize çok iyi bakın!




Yorum Gönder

0 Yorumlar