The Smile Has Left Your Eyes Kore Dizi Yorumu


credit: kpopmag

Dram severler toplansın!

Bana göre geçtiğimiz yılın en iyi yapımlarından biri de The Smile Has Left Your Eyes idi.
Her ne kadar bizde çok izlenen bir dizi olmasa da ben arada kaçırılabilmiş olabileceğini düşünüyorum ; çünkü bir kere izlemeye başladığınızda devamının geleceğinden eminim.

Aynı anda pek çok dizinin yayınlanmasından dolayı bu dizi gözden kaçmış olsa da ben bir şans vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Özellikle dram türünü seviyorsanız...

Konusunu merak ediyorsanız şurdaki linke tıklayabilirsiniz.Konusu

Diziyi izlemekte ben de başta büyük kararsızlık yaşadım; çünkü uyarlamaydı ve uyarlamanın sonunu hiç beğenmemiştim. Ancak bu dizinin finali uyarlamadan farklı onu söyleyebilirim.

Dizideki gizem ve merak unsurunu sevdim.
Bir anda beklenmedik ve büyük olaylar olmasını da sevdim çünkü dizinin temposu bu sayede hiç düşmüyor. Çok uzun bakışmalar ya da müzik eşliğinde uzatılan sahneler bulunmuyor.

Karakterlerin giyim tarzları, müzikleri, mekanlar dizinin temasıyla çok uyumluydu. Bu da bir artı.
En büyük artı da tabii ki Seo In Guk ve Jung So Min uyumu. İzlemeye başlamadan önce kimyalarının bu kadar tutacağını düşünmemiştim ama ciddi anlamda harikaydılar!

Spoiler İçerir!

Dizide Moo Young karakteri gerçekten izlerken merak uyandırıyor ve onun bu umursamaz hallerini anlamak istiyorsunuz bir şekilde. En ilgi çekici karakter oydu diyebiliriz.

Seung Ah ile birlikteliğinin ciddi bişey olmadığını biz bilsek de bu durum Seung Ah için geçerli olmadı.
Zenginlik içinde büyüyen ve evleneceği kişi çocukken belli olan Seung Ah için Moo Young bambaşka bir dünya gibi göründü ve onun sayesinde kendini bulduğunu düşündüğünden dolayı, onun Jin Kang'dan hoşlandığını anladığında bile ondan vazgeçmedi. Bir yere kadar anlaşılabilir bir durumdu Seung Ah 'ınki. Dizilerde böyle olaylara sıkça rastlıyoruz zaten. Seung Ah o yüzden benim için çok harika bir karakter olamadı ne yazık ki.

İlk bölümlerde Seung Ah'ın annesinin Jin Kang'ı tokatlaması iç acıtıcıydı. Moo Young ve Jin Kang 'ın geçmişte yaşadıkları acılar sayesinde bir şekilde yakınlaşmalarını sevdim. Çünkü Jin Kang başlarda Moo Young dan hiç hoşlanmıyordu.

Seung Ah ve Jang Woo Sang'ın öldüğü sahne beni ilk şok eden sahneydi. Hiç beklenmedikti ve sonrasında Moo Young'un umursamazlığı daha da şaşırtıcıydı. Moo Young kazadan sonra birkaç gün ortaya çıkmadığında Jin Kang 'ın çaresizliği çok üzücüydü.Gerçekten ilgi çeken bir karakter yapmayı başarmışlar bence.

Dizide Jin Gook'u çok sevsem de Moo Young'a karşı katil olmadığını öğrendikten sonra bile bu kadar acımasız oluşunu hiç sevmedim. Hatta onu bıçakladığı sahnede şok oldum diyebilirim.

Kardeşini ne kadar çok sevip korumak istese de Moo Young'a karşı yaptıkları çok fazlaydı bana göre. Ki onun kim olduğunu dahi bilmiyordu bunları yaparken.

Moo Young 'un aslında çok yalnız oluşu, insanların ona bu şekilde davranmaları bazen acımaları çok üzücüydü gerçekten.Ve bunu sadece Jin Kang'la paylaşması çok güzeldi. İkisinin ilişkisi çok güzel işlenmişti dizide ve çok özeldi. 
Birlikte ev alışverişi yapmaları, Jin Kang'ın onun biraz daha sıcak bir yerde oturması için uğraşması, fotoğraflarını çerçeveletmesi, eve çiçekler alması çok güzel detaylardı.




Jin Kang abisinin öz olmadığını bile bile yaşamı boyunca bunu bildiğini abisinden saklamaya uğraşması büyük bir fedakarlıktı bence. 

Moo Young' un gerçek ismini ilk defa öğrendiği anlar çok duygusaldı.  Ardından isminin çok anlamlı olduğu için anne ve babasının ne kadar iyi insanlar olduklarını düşünmeleri umutlanmaları çok hüzünlüydü.

Moo Young babasını öldürdüğünü öğrendiği için Jin Gook' a gitmesi ve onu öldürememesi onu arayanın aslında babası  değil o olduğunu öğrendiğinde yaşadığı hayal kırıklığı bir kez daha üzdü. Seo In Guk duyguları çok güzel yansıtıyordu. 

Tek engel abisi derken bir de çok kötü bir şekilde ölen çocuğun ablası Jang Se Ran ortaya  çıktı. Moo Young 'un aslında baştan beri tek çocuk olup sırf küçükken çizdiği resim yüzünden bir kardeşi olduğunu sanması ve bu kişinin de Jin Kang olduğunu düşünmesi olayları iyice karıştırdı. Sonrasında Jin Kang la ayrılması Jin Kang' ın kapısında ağlaması çok iç burkan sahnelerdi. Diziyi izlerken dram üzerine dram yaşadık.

Bunlar yetmezmiş gibi bir de Moo Young un o kadını öldürdüğü sahne dizinin ikinci şokunu yaşattı resmen. Moo Young' un herşeye rağmen Jin Kang 'ı çok sevmesi ve bunu yaşayamamaları çok ama çok üzücüydü. Doğup büyüdü dağ evne gidip , orada Jin Kang'la mutlu bir şekilde yaşama hayalini kurduğu sahneler en iyilerden biriydi. Bu diziyi izlerken sürekli bir burukluk yaşıyorsunuz.

 
 Moo Young 'un doğduğu ve babasının orada inihar   ettiği söylenen Haesan' a gittikleri gün çok güzeldi.   Nadir mutlu anlarından diyebililriz. Ayrıca büyüdüğü   yetimhaneye gittiğinde oradaki görevli Jin Kang'ın kim  olduğunu sorduğunda Moo Young'un "etkilemek  istediğim biri " demesi çok özel, çok güzeldi.



Moo Young un Jin Kang ın abisinden onun kardeşi olmadığnı öğrendiği anda bile rahatlayamadık izlerken. Çünkü ; bunu öğrenene kadar olanlar olmuştu zaten. Bir dizi daha ne kadar üzebilir insanı?
Dizide bu kadar şey olduktan sonra gerçekten Moo Young yeniden doğmak istiyorum demesine hak verdim.



İkilinin Moo Young'un evinde geçirdiği sahneler, eskiden kalma yanık izlerine baktıkları ve onun kendilerini kavuşturmasına yardımcı olduğunu düşünmeleri... Kısacası ikilinin bütün sahneleri çok güzeldi, aşırı uyumlulardı.




Dizinin sonlarında Moo Youn'un Jin Kang ın abisine yazdığı mektup çok etkileyiciydi. Bana göre dizinin en unutulmaz sahnelerinden biriydi.


İkisinin aslında çocukken aynı yerde oturmaları, Moo Young'un babasının Jin Kang 'ın ailesini öldürmesinden sonra kopmaları, Jin Gook 'un aslında kendini korumak için Moo Young' un babasını öldürmesi ve sonrasında yıllarca onu araması, Moo Young ailesinin aslında hiçbir zaman mutlu olmadığını öğrenmesi....

Tüm bunlar olurken bir de en üzücü sahne final bölümünde yaşandı. Jin Kang, Moo Young' u intihardan vazgeçirip birlikte yaşamaya karar verdikleri anda ikisinin de vurulması ve birlikte ölmeleri artık sözün bittiği yerdi bence. Daha fazla ne olabilirdi dedirtti, gözyaşları sel oldu desek yeridir.


Dizideki olaylar çok etkileyiciydi. Hiçbir şey havada kalmamış finalde hepsi bir yere bağlanmıştı.
Uyarlama olmasına rağmen sonu güzel bir şekilde değiştirilip toparlamıştı bence. Dizinin müzikleri mükemmeldi. 
Seo ın Guk aşırı havalıydı ve Jung So min ile uyumları harikaydı.

Dizinin en sevdiğim ost'u An Ji Yeon- Lost isimli şarkı oldu.

Diziyle ilgili daha çok fazla yazılıp çizilecek şey var; ama benden bu kadar. Son olarak dram sevenler bence bu diziyi kaçırmasınlar ve hemen açıp başlasınlar diyorum.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...

P.S :

credit: tumblr


Not: Kaynak belirtmediğim resimler bana aittir. İzinsiz kullanılamaz.
Not: Destek olmak için reklamlara tıklayabilirsiniz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar