Fethiye Gezisi / Gezilecek Yerler

credit: yachttogo.com

Herkese merhaba,
Yaz mevsimi yaklaşıyorken çoğu kişi tatil planalrını yapmaya başlamıştır diye düşünüyorum.
Zaten yaz deyince çoğumuzun aklına deniz, kum, güneş geliyor.
Ben de sizlere fikir olması açısından hem geçen yaz gittiğim hem de geçtiğimiz nisan ayında tekrar gittiğim Fethiye gezimden bahsetmek istedim.

Öncelikle yazıma başlamadan bir kaç önemli noktadan bahsedeceğim.
İlki, ben otelde kalmadım. Zaten orada olan bir arkadaşımın evinde kaldım.
İkincisi kendi paramı harcadığım için ve bütçem kısıtlı olduğundan tekne gezisi, paraşüt gibi pahalı aktiviteleri yapamadım.
Yani bu yazı için yapabileceğiniz uygun fiyatlı aktiviteleri de anlatıyor diyebiliriz.

Geçen yıl haziran ayı sonunda Fethiye 'ye gittim ve ilk kez gittiğim için turistik bir gezi oldu benim için.
Sıcakların artık çok fazla arttığı bir zamandı gittiğimde. Kaldığım yer Fethiye kordona yakın olduğu için ilk günümüzü etrafı gezerek değerlendirdik.

Fethiye kordonu gerçekten çok beğendim. Kordon boyunca her yere Atatürk'ün belirli zamanları resmedilmişti, çeşitli heykeller vardı ve çiçeklerle süslenmiş banklar bulunuyordu.



Tertemiz bir deniz ve palmiye ağaçlarıyla kordonda yürümek gerçekten çok keyifli.
Tabi ki kordon boyunca sayamayacağım kadar çok kafe ve balık-ekmek yiyebileceğiniz yerler de bulunuyor.

Daha sonra Fethiye merkezin ünlü çarşılarından Paspatur 'a gittik. Kordonu baştan sona yürümeniz gerekse de orası da baya güzel bir yer. Çarşı ikiye ayrılıyor. Şöyle ki caddenin iki yanında da aynı çarşının devamı var. Yani karşıya geçiyorsunuz ve çarşı oradan devam etmeye başlıyor. Bir tarafının üstü tamamen şemsiyelerle örtülmüş bu çarşıda bir sürü baharat-lokum satan yerler, kafeler, canlı müzik mekanları, hamam, kıyafet ve takı alabileceğiniz mağazalar gibi birçok farklı seçenek bulunuyor.


credit:fethiyeoludeniz.net

credit: pinterest

Şimdi o çarşıda ve Fethiye 'de çok fazla Megri isimli mekan ya da mağaza, tabela göreceğiniz için ondan da kısaca bahsedeyim;

Megri Fethiye'nin eski adı ve tarihçesi de şöyle;

Antik dönemde” Işık Yurdunun insanları” anlamına gelen Likyalılar bu kente sahip olmuş ve Telmessos adıyla anılmıştır. Telmessos (Fethiye) M.Ö.545 (6. YY.) tarihinde Perslerin egemenliğine girmiş, M.Ö.333 (4.YY.) tarihinde kent Büyük İskender’e teslim olmuştur. Büyük İskender’in ölümünden sonra Telmessos bir süre Mısır Kralı Ptalomus’un egemenliğinde kaldıysa da daha sonra Roma İmparatorluğu’nun işgaline uğramış ve kentin adı bu dönemde “uzak diyar” anlamına gelen Meğri (Makri) ismiyle anılmıştır. Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesinden sonra Fethiye (Meğri) Doğu Roma/ Bizans İmparatorluğunun sınırları içinde kalmıştır. 1282 yılında Menteşe Beyliğinin kurucularından Menteşe Bey, Meğri’yi Bizanslıların elinden almıştır. 1424 yılında ise Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde halk arasında Beş kaza diye anılan Meğri (Makri); 1874 yılında Menteşe Livasına bağlı bir kaza haline dönüştürülmüştür. Cumhuriyetin kurulmasıyla beraber Muğla İline bağlanan ilçenin ismi 1934 yılında;1913 yılında Şam’dan havalanarak bir süre sonra Teberiye yakınlarında uçağı düşürülerek şehit olan ilk pilotlarımızdan Fethi Bey’in ismi anısına Fethiye olarak değiştirilmiştir.


Açıkçası ben de ilk gittiğimde bu ismin ne demek olduğunu bilmiyordum ve araştırdığımda  bu bilgilere ulaştım.
Çünkü biz de o çarşıda da Megri isimli bir kafeye oturup kahvelerimizi içtik.
Fiyatlar gayet normaldi, normal bir yerde bir kafede kahve içtiğiniz fiyatlarla aynı diyebiliriz.
Ama tabi ki baharat ya da tasarım kıyafetlerden almaya yanaşmadık.
Hediyelik eşya almak istiyorsanız da bu çarşıda çok fazla seçenek olduğunu söyleyeyim.

İlk günümüzü Paspatur çarşı ve kordonda geçirdikten sonra ikinci günümüzde Fethiye'nin turistik yerlerinde biri olan Kayaköy'e gittik.


Kayakaöy, Ölüdeniz, Saklıkent gibi yerlere merkezden ulaşım çok kolay. Transit tipli arabalarla nereye gidecekseniz binip direk gidebiliyorsunuz.
Tabi ki ücreti gittiğiniz yere göre ve mesafeye göre artıyor.
Biz Kayaköy'e geçen yıl yanlış hatırlamıyorsam 6-7 liraya gittik. Merkezden çok uzak değil. Bence Fethiye'de gidilmesi gereken yerlerden biri.

Hakkında kısa bir bilgi vermek gerekirse;

 19. yüzyıl başında kurulmuş, yamaçlara dayalı ve nispeten yakın tarihli bir yerleşim olmakla birlikte, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde, tamamı Rum, 3000 nüfuslu bir kasaba boyutuna ulaşmış, eski adı Levissi şeklinde geçen mahalledir1957 Fethiye Depremi ile evler harabeye dönüşmüş olsa da, canlı müze niteliği ile turistlerin büyük ilgisini çekmektedir.

Kayaköy'de harap halde olsa bile evler, kiliseler ve şapeller bulunuyor.
Bu yapıları gezmeden önce de develere binebiliyorsunuz, hediyelik eşya satan yerlerden alışveriş yapabiliyorsunuz ve butik kafelerde kahvenizi içebiliyorsunuz.
Hayalet şehir görünümüyle biraz ürkütücü olsa da Kayaköy'ü gezmek çok değişik bir deneyimdi benim için.


O kadar geniş bir alan ki beraber gezmeye başladığınız kişileri bir daha görmüyorsunuz denebilir, her yön sizi farklı bir yere çıkarıyor.
Biz baya yukarılarda kalan bir şapele yürüyerek ulaşmayı başardık. İçerisinin akustiği çok iyiydi ve manzara gerçekten muhteşemdi.


Kayaköy'ün içinde bolca kaktüs ağacı mevcut, spor ayakkabılarınızı giyip bu deneyimi yaşamanızı tavsiye ediyorum.
İçeriye giriş ücreti çok ucuz, 5 TL.
Oturup kahve içmek isterseniz de yine fiyatlar normal diyebilirim.

İkinci günümüzü de Kayaköy'de değerlendirdikten sonra üçüncü günümüzde artık biraz denize girmek için Ölüdeniz'in yolunu tuttuk.

Ölüdeniz'in tepeden çekilen görüntülerini görmüşsünüzdür diye düşünüyorum, işte yerden de bir o kadar mükemmel.
Ulaşım için yine merkezden transit araçlarla gidebiliyorsunuz. Ücreti 7 lira idi.

credit: oludenizhotel

Orada halka açık ya da ücretli plajlar bulunuyor. Halka açık olan plajda denizde çok fazla dalga olduğu için biz ücretli bir plaja gittik. Girişte yedi lira ödüyorsunuz.

Ölüdeniz'in denizi zaten mükemmel. Boyunuzu geçmiyor, tertemiz bir deniz.
Eğer plajda şezlong ya da şemsiye almak isterseniz de, şezlong 15, şemsiye ise 7 tl.
Biz şezlong almayı tercih etmedik; onun yerine havlularımızı serip güneşlendik. Gerek olmadığını düşünüyorum, bir şemsiyeyi de iki kişi paylaştık; ama şunu söyleyeyim, içerde bir şeyler yiyip içmek gerçekten aşırı pahalı.
250 ml'lik bir kolaya 6 lira bir para verdiğimi hatırlıyorum ve şok olmuştum gerçekten.
O yüzden bir sonraki gidişlerimizde yiyecek- içeceğimizi alıp öyle gittik bence mantıklı olan da o. Sadece plajda değil , Ölüdeniz'deki diğer yemek yiyebileceğiniz her yerde fiyatlar gerçekten pahalı.
Çok fazla turist geldiği için bu şekilde olduğunu düşünüyorum; ama yine de bizim için hoş bir durum olmadı :)
Akşama doğru çimlerde oturup paraşütleri izlemek çok keyifliydi.
Denize girilecek en güzel yerlerden biri olduğunu düşünüyorum.


Üçüncü günümüzde de adını çokça duyduğumuz sıcak havada buz gibi sularıyla bizi karşılayan Saklıkent'e gittik.

credit: cadiandatours

Merkeze biraz daha uzak olduğu için ulaşım tek gidiş 12 tl.
Saklıkent'e geldiğinizde de yine o kanyonu gezebilmek için 10 tl ücret ödemeniz gerekiyor.
Kanyonda akan şelaleden ve sudan daha iyi geçebilmek için lastik ayakkabı giymenizi tavsiye ederim. Bizim zaten baya kalın crocs tarzı bir terliğimiz vardı, onu yanımızda getirmiştik; ama oradan da lastik ayakkabı temin etmeniz mümkün.

Kanyona girdiğinizde tahta bir köprüden geçiyorsunuz ve altınızda buz gibi su akıyor oluyor. Baya kalabalık olduğu için yürürken dikkatli olmanızı öneriyorum.
Daha sonra buradan buz gibi suların içerisine giriyorsunuz.
Gerçekten ayaklarınız girdiğiniz anda uyuşmaya başlıyor, su o kadar soğuk. Ne kadar hava 30 küsür derece bile olsa aşırı soğuk geliyor su ki gerçekten de öyle.

Daha sonra orada bulunan halat yardımıyla buz gibi su boyunca yürüyüp kanyonun içine ulaşıyorsunuz.

Burası 18 km derinliğe sahip ve Türkiye'nin en uzun kanyonu.
Buraya girdiğinizde yerdeki killi, mineralli topraktan yüzünüze bacaklarınıza sürebilirsiniz. Biz daha sonra maske yapmak için bir şişeye doldurmuştuk.
Biz kanyonun sonuna kadar yürümedik, çünkü gerçekten çok uzun sürecekti.
Geri dönüşte de yine halat yardımıyla buz gibi suyun içinden geçip karaya ulaşabildik.
Orada oturacak yerler var ve çayınızı kahvenizi içip közlenmiş mısırınızı yiyebiliyorsunuz.

Kanyonun dışındaki parkta da yine çeşitli mekanlar var ve çeşitli aktiviteler yapılıyor.
Rafting,trekkin, Sunset Tour yapılabilecek diğer etkinliklerin başında geliyor.

credit: seyahatdergisi.com

Giderken yanınıza almanızı önerdiklerim ise; çokça ıslanacağınız için şortla gidebilirsiniz ha yok gitmedim derseniz de yanınıza bir tane yedek kıyafet alabilirsiniz. Onun dışında dediğim gibi lastik ayakkabı, mineralli topraktan almak için boş şişe, havlu alabilirsiniz.

Saklıkent'i de gördükten sonra kalan günlerimizi denize girerek geçirdik; o tatilimde gezdiğim turistik yerler bu kadardı.
Akşamları kordonda balık ekmek yiyerek gün batımını izleyebilirsiniz, çayınızı kahvenizi içebilirsiniz.


Kordon dışında da manzaralı çok güzel kafeler bulunuyor. Merkezde Teras Kafe önerebileceğim diğer yerlerden. Şöyle bir manzarası var ve fiyatları gayet uygun.



Eğer akşam çıkalım canlı müzik dinleyelim diyorsanız Paspatur Çarşı'daki Deep Blue Bar'ı öneririm.

Yazının çok uzun olduğunun farkındayım bu yüzden geçtiğimiz ay yaptığım geziyi bir sonraki yazımda anlatacağım. Umarım az da olsa fikir olmuştur.

Bir sonraki, yazıda görüşmek üzere...

Not: Kaynak belirtmediğim resimler bana aittir, izinsiz kullanılamaz.
Destek olmak için reklamlara tıklayabilirsiniz.

Şehir ile ilgili bilgiler ve tarihi bilgiler Fethiye ilçesinin sitesinden ve vikipediden alınmıştır.

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Merhaba,
    bir solukta okunacak gezi notu olmuş, klavyenize sağlık. Siz galiba yaz başında gitmişsiniz, bende yaz sonunda gittim. Fethiye gerçekten aşık olunası bir yer. Plajlar muhteşem, aktiviteler muhteşem, doğal güzellikleri muhteşem kısacası Fethiye muhteşem .

    Eğer bir daha yolunuz düşerse Soğuk Su Koyu'nu mutlaka ziyaret edin. Ulaşım biraz zor ama emin olun değecek.

    Sizlere bir dahaki seyahatinizde şimdiden iyi eğlenceler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Evet yaz başında gittim gerçekten harika bir yer ben de bayıldım :)
      Teşekkür ederim öneriniz için de bir sonraki gidişimde mutlaka değerlendireceğim :)
      Size de bundan sonraki gezilerinizde iyi eğlenceler :)

      Sil

Lütfen konuyla alakalı fikirlerinizi belirtin...