Büyükada Gezisi / Gezilecek Yerler


Bu yazımda geçen hafta gittiğim bir gece iki günlük Büyükada gezimden bahsedeceğim.
Malum bahar ayları gelmişken İstanbul'da yaşayanların en büyük kaçış noktaları Adalar oluyor.
Üstelik bir sürü turist de vapur ve motor seferlerini dolduruyorlar.
Şehrin kalabalığından ve trafiğinden uzakta, sakin birkaç gün geçirmek için ideal olan yerler Adalar.
Daha önce Heybeliada'ya bir iki kez gittiğim için bu sefer merak ettiğim ve çok ilgi gören Büyükada'ya gitmek istedim.

Arkadaşımla birlikte üç gün önceden bir otel ayarladık. Zaten seçeneğiniz gerçekten çok fazla. Uygun fiyatlı birçok seçenek olduğu gibi, farklı istekleri olanlar , odam deniz manzaralı olsun diyenler için de pek çok farklı otel mevcut Büyükada'da.

Biz de bütçemize göre bir oteli seçtik. Ancak; bu aylarda yoğunluktan dolayı otellerde de yer bulamama durumları yaşanabiliyor. Bu yüzden önceden arayıp rezervasyon yaptırmakta fayda var.
Ayrıca bir diğer nokta da tabi ki mümkünse Adalar'a haftaiçi gitmek.
Haftasonu gerçekten aşırı kalabalık oluyor , üstüne bir de turistler eklenince özellikle günübirlik gidiyorsanız biraz bunalmanız mümkün.


İlk günümüzde sabah erken saatlerde Büyükada'ya gittik. Otelimizin giriş saatine kadar sahilin hemen ilerisindeki Kahve Dünyası'na oturduk ki inanılmaz bir manzarası var. Üst katına çıkıp cam kenarına oturduğunuzda sizi harika bir manzara karşılıyor ve kahve içmek harika oluyor.


Otelimize giriş yaptıktan sonra eşyalarımızı hazırlayıp Aya Yorgi'ye gitmek üzere yürümeye başladık.
Bizim kaldığımız otelden meydana (faytonların durduğu , lunapark olan meydan) 40 dakika, oradan da yokuşu çıkmamız yine kırk dakikaya yakın sürdü. Yani sahilden yürüyerek Aya Yorgi bir buçuk saat sürer diyebiliriz. 

Aya Yorgi 'ye çıkan yokuş düz olmadığı için daha çok yoruyor. Hikayesini zaten birçok sitede okumuşsunuzdur, yol üzerinde kurdelelere bağlı semboller satılıyor. Bunlar; para, sağlık, aşk, iş gibi kategorilere ayrılmış . Siz de dileğiniz neyse ona göre kurdele satın alıp ya yol üzerindeki ya da Aya Yorgi'deki ağaçlara bağlayarak dileğinizi dileyebiliyorsunuz.

Aya Yorgi'ye çıkmak her ne kadar çok zor ve yorucu olsa da buna değiyor.
Yukarıda sizi mükemmel bir manzara karşılıyor. Kiliseye girip içeriyi gezebiliyorsunuz. 
Kilisenin hemen yanında oturup birşeyler içebileceğiniz ya da yiyebileceğiniz kafe tarzı bir yer var. 


Buraya özel kendileri tarafından yapılan şaraplarını da yine orda içebiliyorsunuz. Gerçekten çok lezzetli olan bu şarabın fiyatı da çok pahalı değil.
Ya da mükemmel manzaraya karşı oturup kahvenizi içebileceğiniz güzel bir yer.


Dileklerimizi de diledikten sonra aşağı indik. Tabi bu kısım daha zevkli ve kolay oluyor bizim için.
Tekrar dinlenmek için otelimize geri döndük.

Tabi dönerken Büyükada sokaklarındaki harika  evler de bizi çok etkiledi. Hepsi birbirinden güzel.


Akşam yemeği için gündüz fazlasıyla yorgun olduğumuzdan otelimizin yakınlarındaki restorantları değerlendirdik.
Sahilde çok güzel balık yiyebileceğiniz yerler de var ; ancak biz otelimizin yakınındaki Ada Balık Restaurant' a şans vermeye karar verdik.
Açıkcası çok ilgili ve kibar karşılandığımız bu restaurantın manzarası tek kellimeyle şahaneydi!


Yemekleri de lezzetli olan restaurantı beğendik.
Ertesi gün döneceğimiz için çok fazla gezemedik;ama çarşıyı zaten önceki gün de fazlasıyla görmüştük.

Çarşıda gezerken veya sokaklarda karşınıza ya bisiklete binen insanlar ya da faytonlar sürekli olarak çıkacaktır.

Üstelik çarşıda her dükkanın önünde papatya, gül ve başka çiçeklerden oluşan taçları 5 Tl ye bulmanız mümkün. Hemen hemen her gittiğiniz dükkanda bu taçlardan ve çeşitli magnetlerden rahatlıkla bulabilirsiniz.


Araba trafiği değil ama fayton trafiği çok fazla. Hatta insanlar faytonlara binmek için kuyruk oluşturuyor diyebiliriz.
Açıkcası atların binek hayvanı olduğunu bilsem de anlık zevkler için binilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Üstelik çoğu bakımsız oluyor atların ve gerçekten durumları çok üzücü.
Heybeliada 'da bu kadar fayton trafiği yaşanmıyor. Çoğunlukla ellerinde eşyalar varsa kolay taşımak için biniyorlar. Ancak Büyükada'da özellikle çok fazla turist geldiği için ne yazık ki faytonlara rağbet hala çok fazla.
Umarım bir an önce elektrikli olanlara geçilir.

Onun dışında son olarak yine hemen merkezdeki Fıçı adı restauranta gidip yemeğimizi yedik.
Yemekler güzeldi; ancak fiyata göre porsiyonlar biraz küçük geldi. Lezzeti yerindeydi.

Eğer Büyükada'ya gitmeyi düşünüyorsanız ve vaktiniz bolsa Aya Yorgi'ye çıkmanızı öneririm. Onun dışında yine vaktiniz varsa Rum Yetimhanesi, Reşat Nuri Güntekin Evi , Ada Müzesi gibi yerlere de bakmanızı öneririm!
Ben de bir dahaki gidişimde oralara gitmeyi düşünüyorum.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...

Yorum Gönder

0 Yorumlar